Kayıtlar

Bugün Dersimiz Zeytinyağı, Mucize mi, düzmece mi?

 Bugün konumuz Zeytinyağı. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan kitabı instagramda gördüm ve ilgimi çekti. Sonra edindim, okudum. Kitabın ismi (1), “Zeytinlikten Sofraya Zeytinyağının Hikayesi: Her Üreticinin ve Tüketicinin Bilmesi Gerekenler” Aslında ilk kez 2017 yılında Royal Society of Chemistry tarafından basılmış. Yazarları zeytin ve zeytinyağı tutkunu üç kimyacı akademisyen: Richard Blatchly, Zeynep Delen Nircan, Patricia 0’Hara. On yılda hem literatür hem de beş kıtada sahadan bilgi toplayarak yazmışlar kitabı. Kitabın orijinal ismi “The Chemical Story of Olive Oil: From Grove to Table”(2). Yani tercümesi “Zeytinyağının kimyasal öyküsü: Bahçeden sofraya”. Açıkçası kitabı daha iyi tanımlıyor. Kitapta ağırlık olarak kimyasal yapılar, moleküllere ait çok sayıda fotoğraf ve tablo var. Aslında kimyacı olmayanların da anlayacağı kadar basit bir dille yazılmış ama eninde sonunda bazı bölümleri anlamak için temel bir kimya bilgisi gerekiyor. Türkiye İş Bankası daha ticari bir

Zeytinin rekoltesi düşük, yağının kalitesi yüksek

Resim
 Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Büyükerol, Türkiye'de kişi başına zeytinyağı tüketiminin arttığını ifade etti. Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Nihat Büyükerol, bu sezon zeytinde rekolte düşük olmasına rağmen zeytinyağında yüksek kalite beklendiğini söyledi. Büyükerol, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin 180 milyon olan zeytin ağacı varlığı dikkate alındığında, bu dönem yükselmesi gereken rekoltenin iklim koşulları nedeniyle beklentilerin altında kaldığını ifade etti. Özellikle nisan-mayıs aylarında yaşanan yüksek hava sıcaklıklarının, çiçeklenme dönemindeki vejetasyonu olumsuz etkilediğini vurgulayan Büyükerol, bunun ardından yaşanan kuraklık ve dolu nedeniyle 2019-2020 sezonuna göre üretimin az olduğunu dile getirdi. 2019-2020 sezonunda 225 bin ton olan zeytinyağı rekoltesinin, 2020-2021 üretim döneminde 172 bin 813 ton olarak tahmin edildiğini aktaran Büyükerol, &q

Marmarabirlik’ten 45 bin ton satış rekoru

 Marmarabirlik, 2020 yılında 45 bin ton ürün satışı gerçekleştirerek yeni bir rekora daha imza attı Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa, "Daha önceden planladığımız gibi hedeflerimizi birer birer gerçekleştiriyoruz" dedi. Misyon ve vizyonu ile hem yurtiçinde hem de yurtdışında Pazar payını geçen gün artıran Marmarabirlik, yeni bir başarıya imza atarak 2020 yılında 45 bin ton ürün satış miktarına ulaştı. Bu başarıya ekip çalışmasıyla ulaştıklarını, büyümenin yolunun da çok satmaktan geçtiğini vurgulayan Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa, "2020 yılı sonunda hedeflediğimiz 45 bin ton ürün satışının gerçekleşmiş olması Marmarabirlik ve başkalarımız için büyük anlam ifade etmektedir" dedi.Geçmişte satışları olumsuz olarak bütün sıkıntıları giderdiklerini ve bundan sonra satışların her yıl katlanarak büyüyeceğini belirten Asa, “Bizim için psikolojik sınır 40 bin ton ürün satmaktı. Bunu geçtiğimiz yıl başardık.2020 Yılında ise 45 bin ton satışı ürün gerçekleş

Plazalardan bunalan yazılımcı Sidyma'da asırlık ağaçları kovalıyor

 İş dünyasında, İngiliz Robin Sharma’nın bir dönem çok satanlar listesinden düşmeyen kitabı Ferrari’sini Satan Bilge’dekine benzeyen çok hikaye var aslında. Ege ve Akdeniz’in çakıştığı noktada, Teke Yarımadası’nın dik yamaçlarındaki zeytin ağaçlarını kovalayan Sergül Yücekök’ün hikayesi de bunlardan biri. Kara Harp Okulu’nun ardından ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği’ni bitiren, bir süre orduda hizmet verdikten sonra sivil hayatı seçerek kendine teknoloji sektöründe yol çizen Yücekök, özellikle sigortacıların iyi tanıdığı Vizyoneks Bilgi Teknolojileri’nin patronu. Geçtiğimiz haftalarda tüm kamu sigorta şirketlerinin birleşmesiyle kurulan Türkiye Sigorta’nın yazılım altyapısına Vizyoneks’in imza attığı düşünülürse bu alanda oldukça başarılı işler ortaya çıkardığını söylemek mümkün. Ancak onun gündemini son yıllarda yabani zeytin ağaçları meşgul ediyor. 2006’da şirketini kurduğundan bu yana günlerce eve gitmeden çalıştığını ve bu yoğun tempo nedeniyle bir tür tükenmişlik sendromu yaşadığını s